Öfke, sıklıkla saldırganlık ile birlikte ilişkili olarak ele alınmakta, birçok saldırganlık biçiminin arkasında yatan güdü veya dürtü olarak değerlendirilmektedir. Bir organizmanın varlığını tehdit eden olaylara karşı ortaya çıkan öfke duygusu, canlılığın devamı için gerekli bir içgüdü olarak tanımlanmaktadır. Medeniyet ile birlikte sosyal ilişkilerin zamanla gelişmesine karşın insanoğlunun bu temel duygusu halen varlığını korumaktadır. Özellikle günlük hayatta rekabetin öne çıktığı sosyal konularda, insanların öfke duyguları ve bunun sonucunda oluşan saldırgan eylemler psikolojinin temel uğraş alanlarından biri olmuştur. Rekabetin temel bir unsuru olduğu sporda ise öfke ve saldırganlığın yeri, 1950’li yıllardan bu yana spor psikologlarının ilgisini çekmektedir. Derlememizde, hem sosyal hem finansal açıdan kitlelere hitap eden sporda yıllar içerisinde değişen profesyonellik anlayışıyla birlikte kaçınılmaz olarak artan rekabet düzeyinin öfke ve saldırganlık ile olan ilişkisinin önemi hakkında birçok görüşe yer verilmiştir.